SAYIN EDEBİYATÇILAR; SAYIN AKADEMİSYENLER:
ŞU YAZIYI KAÇ DAKİKADA YAZARSINIZ?

Bu kitap, belki de şimdiye kadar okuduğunuz basılı başka pek çok kitap gibi, QWERTY klavyeyle yazıldı, yani en üst sırada, en soldan itibaren altı harfin adıyla anılan klavyeyle. Şimdi belki inanmayacaksınız ama bu klâvye 1873’te bir karşı-mühendislik tasarımıydı: Daktilo kullananları olabildiğince ağır yazmaya zorlamak için olmadık hilelere başvurulmuş, en çok kullanılan harfler klavyenin her sırasına dağıtılmış, (sağ elini kullanan insanları zayıf ellerini kullanmak zorunda bırakacak şekilde) harfler solda toplanmıştı. Görüldüğü kadarıyla verimliliğe aykırı olan bütün bu özelliklerin gerisinde yatan neden, 1873’te daktilo kullanıcılarının yan yana iki tuşa art arda hızla bastığında harflerin birbirine takılmasıydı. Bu yüzden üreticiler daktilo yazanları yavaşlatmak zorundaydı. Daktilolardaki gelişmeler (2-3 parmakla yazmak yerine Onparmak Yöntemleri) bu karışma sorununu ortadan kaldırınca 1932’de daha verimli olacak şekilde düzenlenmiş klâvyelerle yapılan denemeler yazı yazma hızımızın (en az) iki katına çıkacağını ve harcanacak çabanın % 95 azalacağını gösterdi. Ama artık QWERTY klavyeler siperlere yerleşmişti. QWERTY klavyeyle yazan yüz binlerce daktilografın, daktilo öğretmeninin, daktilo ve bilgisayar satıcısının, üreticisinin kazanılmış hakları, 60 yılı aşkın bir süredir klâvyeleri etkili hale getirmeye yönündeki bütün girişimlerle çatışıyor.

(JARED DIAMOND’un “TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK” kitabından Ülker İnce’nin: çevirisi: sayfa: 318-319)

(1433 vuruşluk bu yazıyı Ümit Şeker F klâvyede 2 dakikada yazdı.)

1. Kullandığınız klavye olarak:

  • Bilgisayarla F Klavyede:…..dakikada yazdım.
  • Bilgisayarla Q Klavyede:…..dakikada yazdım.

2. Yöntem olarak:

  • Tek parmakla yazdım.
  • 2-3 parmakla yazdım.
  • Dokuz parmakla yazdım.
  • On parmak yöntemiyle hem de Klavyeye hiç Bakmadan yazdım.

3. Hem en Bilimsel (F) Klavye ile hem de en Bilimsel yöntemle (9 parmakla değil On parmakla ve klavyeye bakarak değil hiç Bakmadan) yazabiliyorsanız:

  • Klavyede harf, sayı ve işaretleri arama gereksinimi duyuyor musunuz? Yoksa:
  • Vaktiyle eğitilip, ezberleyip bilinçaltına almış bulunduğunuz klavyeyi kullanırken, beyninizde yoğunlaştırdığınız (yazacağınız) konudan başka ayrıntılarla (harf vb. aramamakla) düşüncelerinizin akışını sağlayabiliyor musunuz?
  • Düşündüğünüzü değil gördüğünüzü yazarken, (konuyu) anlayarak yazabiliyor musunuz?

SONUÇ
Bilgisayar klavyesini bilimsel bir yöntemle (Onparmakla + Bakmadan) kullanmayı öğrenen bir kimse, ezberleyip, bilinç altına aldığı klavyedeki harf, sayı ve işaretleri aramayı hiç düşünmeksizin yazabildiği için + düşüncesini, yazmakta olduğu konuya yoğunlaştırdığı için:

  • Düşünerek yazıyorsa, fikirlerini yoğunlaştırdığı konuda olabildiğince derinleştirebilir;
  • Gördüklerini yazıyorsa, anlayarak yazabilir; Böylece:
  • Hem gözlerini klavye tuşları arasında yormamış ve tahrip etmemiş olur;
  • Hem aklını yazmakta olduğu konuda değerlendirdiği için beyin yorgunluğunu en az düzeye indirebilir, hem de düşünce ve fikirler kalitesini = iş verimini olabileceği en üst düzeylere çıkarabilir;
  • 2-3 parmak yerine Onparmak yöntemiyle yazdığı için:

a) Zaman tasarrufu +
b) Enerji tüketiminin azalması kazancı +
c) Her 10 dakikalık yazıyı 3-4 dakikada yazarak = ömrünü uzatmış olur.

Kazandığı süreleri ihtiyaçlarına en uygun şekilde değerlendirme olanaklarını sağlar; hem de ömrü boyunca..

Tüm bu ayrıntıları bir düşünüp değerlendirmek ister misiniz yoksa “ayrıntılara boş ver” mi dersiniz. Unutmayın ki şeytan ayrıntılarda gizlidir.